Deniz Taşar, R&B sesi ve güçlü sözleriyle hayranlarını şaşırtıyor – Son Dakika Cumhuriyet Pazar Haberleri

Geçtiğimiz hafta müzisyen Deniz Taşar, ilk solo albümünü İngilizce olarak kamuoyuyla paylaştı. Her şarkıyı yazıp seslendiren Tasar'a, “OVERFLOWING” albümünde Yunan yapımcı Charalambos Kourtaras eşlik etti. Son albümü de önceki çalışmaları gibi oldukça kişisel olan ve büyüme, kendini keşfetme, iyileşme, aşk gibi temalara değinen Taşar'la hayatını ve şarkılarını konuştuk.

– Müzik eğitiminizden bahseder misiniz?

Çocukken aldığım piyano ve okulda aldığım müzik dersleri dışında bir müzik eğitimim olmadı. Lisede büyük bir orkestrada şarkıcıydım. üniversitede
Kurduğum ekiplerle konserler verdim. Bu zanaatı sahnede öğrendim. Caz söylemeye başladığımda kazandığım yarışmalar sayesinde caz atölyelerine (eğitim atölyelerine) katıldım. Ses üzerinde Amerikalı caz müzisyeni, öğretmen, besteci ve söz yazarı Randy Esen ile çalıştım.

– Neden İngilizce bir albüm planladınız?

İngilizce kendimi yazılı ve sözlü olarak rahatlıkla ifade edebildiğim bir dil. Çocukluğumdan beri keyifle dinlediğim müzikler, filmler ve kitaplar bu dilde. Türkçenin özel bir yeri var. Yapımlarımda ana dilim her zaman devam edecek. Ama bu kez ilk bestelerimden beri içimde doğal bir şekilde akan İngilizce'yi bırakmadan evrensel bir albüm yapmak istedim. Her parça kendi kararlarıyla birlikte gelir; aslında hangi sesin, hangi tarzda, hangi dilde olacağını belirliyor. Bu nedenle bu seçimi eserin ruhuna bırakıyorum.

-Albümlerinizde hangi konulara yer veriyorsunuz?

Albümlerim genellikle çok kişisel hikayelere veya gözlemlere dayanıyor. Duyguların tam bir şeffaflıkla aktarıldığı bir günlük gibi düşünebilirsiniz. Aslında ben de hayatımı, duygularımı seviyorum.
Düşüncelerimi yazıp şarkılara dökerek sindirip işliyorum. Onlara bu kadar odaklandığınızda fikirler olgunlaşır, katmanlar soyulur ve hayat hakkında düşünürsünüz. Kim olduğunuzu, neyi temsil etmek istediğinizi, korkularınızı, hayal kırıklıklarınızı, yalnızlığınızı sorgulayın ve cevap aradığınız metinler yazın. Müziğimde genellikle yaptığım bir keşfi duyarsınız. Geçmişten beslenen ve yeniyi arayan Deniz'in o andaki ruh hali, maceraları ve çıkarımları.

-Kendinizi keşfetmek için nasıl bir süreç yaşadınız?


Bu sürecin hiçbir zaman bitmeyeceğini düşünüyorum. Her gün kendimi biraz daha keşfediyorum. Bu hayatta en sevdiğim şeylerden biri. Sürekli gelişme, değişim ve keşfetme halinde olmak. Zaman, çaba, cesaret, deneme yanılma gerektirir. Ayrıca müziğimde birkaç paralel araştırma dönemim var. Bakmak, tatmak ve görmek lazım. Bir hayat binlerce farklı şekilde yaşanabilir. En büyük keşif onu nasıl deneyimlemek istediğinizi keşfetmektir. İşte bu yüzden kendinize karşı dürüst olmalısınız. Hayat bir varış noktası değildir ve geri dönüş yollarından kaçınmamalıyız. Her şey sürekli güncellenirken, yeni rotalara uyum sağlamalı ve planlamalı, yeni hayaller kurmalı ve yeni sevinçler bulmalısınız. Müzikte de durum aynı. O yüzden her albümde, her şarkıda başka bir Deniz'i duyar gibi oluyorsunuz. Aslında Deniz aynı Denizdir, büyür, kendini yeniler.

'SICAK BİR GÜLÜMSEME'

– Geçmişe göre aşk anlayışımız değişti mi? Aşk nedir?


Sevgiyi gösterme şeklimiz, sevgiden beklentilerimiz, ona yüklediğimiz anlamlar yüzeysel olarak değişebilir ama sevgi sevgidir. Seven ve sevilen bunu bilir. Aşkı tanımlamak için ne tür çalışmalar üretildiğini burada cevaplamak zor ama bir cümle bırakmak zorunda kalsam içimdeki sıcacık bir gülümsemedir diyebilirim.

– Albüm isimlerine nasıl karar veriyorsunuz?

Tüm parçaları dinliyorum ve sanki tüm işi özetliyormuşçasına öne çıkan, yazarken ve üretirken yaşadığım süreci doğru bir şekilde aktardığını hissettiren bir kelime veya cümleyi seçiyorum. Şu ana kadar hep farklı bir formül kullandım. İlk albümümde yazdığım ilk iki şarkının isminden oluşan bir cümle vardı. “A Cloud Asleep” aynı zamanda, henüz tam potansiyelini yaşamamış ve uyanmayı bekleyen bir bulut görüntüsüyle, albümün ve benim yolculuğun başında olma hissini de temsil ediyordu. İkinci albüm olan “No Regrets Yesterdays” ise adını bir şarkının sözlerinden alıyor. Bu cümle geçmişimi düşünerek yazdığım bu albümün temasını çok güzel ifade ediyor. Son olarak “OVERFLOWING” içimden taşan ilhamları, prodüksiyonları, müzik türlerini, sesleri, sözleri, vokal tarzlarını ve yaratıcılığı şarkılarımda kullanmayı sevdiğim su görselleriyle birleştiriyor. Bu albüm sözlerini çok sevdiğim “Self Flow” şarkısının göz kırpan bir yorumudur. Aynı zamanda tam adımın İngilizce çevirisi gibi.

– Konser programınız nasıl?


İlk albüm konserimizi 30 Mayıs Perşembe günü Babylon'da verdik. O zaman tatlı konserler bizi bekliyor, tarihlerin açıklanmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Bunun için beni sosyal medyamdan ve web sitemden takip edebilirsiniz.

– Gelecek projelerinizden bahseder misiniz?


Şu an önceliğim albümü bol bol çalarak kamuoyuna sunmak ama bir yandan da önümüzdeki birkaç ay içinde güzel işbirliklerimiz geliyor ve çıkacak. Yeni müzik yazıyorum, uzun yıllar ara vermeden bir sonraki albümüm üzerinde çalışmaya başlamak istiyorum. Ayrıca görsel sanatlarla müziğimin daha da iç içe geçeceği projeler düşünüyorum, şekillendikçe duyacaksınız.

– Hangi konularda kendinizi eleştiriyorsunuz veya övüyorsunuz?


Bu aralar aklıma gelen bir konuya dayanarak cevap vermek istiyorum. Zaman yönetimi konusunda pek iyi değilim, geliştirmek istediğim bir alan ama eğlenmeyi de biliyorum, bu yönümü övebilirim.

– Hayatınızda karşılaştığınız bir zorluğa nasıl bir çözüm seçersiniz? Sorunun üstesinden gelmek için tavsiyeniz ne olur?

Zorluğuna ve problemine göre değişir, her şeye aynı şekilde yaklaşamayız ama genel bir formül vermeye çalışsaydım şunu söylerdim. Konuya sakin yaklaşın, duygularınızı ifade edin
Yaşamak ve kendinizi ifade etmek için size alan ve zaman vermek, şefkatle yaklaşmak ama sizi hayata bağlayan rutinleri ve aktiviteleri bir an önce sürdürmeye itmek. Bu adımlara ek olarak iyi uyuyun, iyi yiyin ve hareket edin çünkü vücudunuza iyi baktığınızda ruh haliniz ve sinirleriniz daha güçlü olur. Olaylarla nasıl başa çıktığınızın kendinize nasıl davrandığınızla çok ilgisi olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı, disiplinli bir yaşam sürdüğünüzde darbelere göğüs germek biraz daha kolaylaşıyor gibi görünüyor. Benim tavsiyem, durumun yarattığı duygulardan kaçmamak, bunları birileriyle paylaşarak ya da yazarak işleyip sindirmek ve gerekiyorsa profesyonel yardım almak olacaktır.

-Hayat mottonuz nedir?

Sanırım bir hayat mottom yok. İnandığım değerler ve beğendiğim yaklaşımlar var. Kendimi iyi hissetmek ve etrafımdakilere iyi davranarak yaşamak istiyorum. Aslında bu kadar basit.

-Hangi filmi önerirsiniz?

Nuri Bilge Ceylan – Kurutulmuş otlar üzerinde

Ali Abbasi – Kutsal Örümcek

Yorgos Lanthimos – Yoksullar

Lars von Trier – Karanlıkta dans etmek

-Hangi kitapları önerirsiniz?

Engin Geçtan – İnsan olmak

Oğuz Atay – Tehlikeli oyunlar

Haruki Murakami-Kıyıda Kafka

Ayn Rand – Yaşamın kaynağı

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
Popüler Firmalar
Güncel Haberler
Firmanızın link ve tanıtımını ekletmek için Skype adresimizden bizimle iletişime geçebilirsiniz.